Sabah sabah 24 şehidin haberiyle ayıldık bugün. Sabahtan beri sosyal medya üzerinden birşeyler yazdım anacak aşağıya toplu halini yazacağım. Tepki çeşitlerim duruma göre belirteceğimdir. ancak bu yazımdan sonra yorum yapmayacağım daha fazla.
Öncelikle bugün ölen 24 ve dün ölen 5 şehidimize ve 4 sivile Tanrıdan rahmet yakınlarına ve tüm halkımıza baş sağlığı dilerim. Biliyorum ki ateş sadece düştüğü yeri yakar sabah sabah mahallede komşularıyla oturan bir anaya verilecek daha kötü haber ne olabilir ki?!
Olay medyadan anladığımız kadarıyla yaklaşık 200(!) teröristin 8(!) farklı noktadan saldırması ile gerçekleşmiş ve 24 genç daha hayatlarının baharında teskere hali kurarken bulutlar üzerinde yerlerini almışlardır. Aşağıya madde madde sorularımı ve kendimce yorumlarımı yazıyorum;
1- Bu ülkenin istihbarat kaynakları var mıdır?
Evet vardır. ( Milli İstihbarat Teşkilatı, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Haber Alma Daire Başkanlığı, EGM İstihbarat Daire Başkanlığı, Tüm Kuvvet Komutanlıklarının İstihbarat birimleri) hatta daha adını sanını bilmediğimiz niceleri.
2- Peki bu birimler "Yan gelip Yatma Yeri" midir?
Sandığımız kadarıyla hayır yoğun şekilde jeopolitik konumumuz ve yükselen gücümüz(!) hasebiyle çok daha yoğun çalışmaktadırlar.
3- Halkın gözünde genel anlamda devlet nedir? Ve başı var mıdır, kimdir?
Hükümettir. Hükümetin başı kim ise O dur.
4- Bu ülke insanlarının ve ülkenin yapısı karışık mıdır?
Evet. geçen zamanla hemen hemen herkes bir birine karışmıştır.
5- Bu zamana kadar gelen hükümetlerin az çok kabahati var mıdır? Vardır.
6- Kürt halkının sesi olduğunu söyleyenlerin ve muhalefetlerin yanlışları var mıdır? Vardır.
7- AKP hükümeti bir şeyler yapmaya çalıştı mı? Evet ama yeterli olmadı belki öngörüleri eksikti.
8- Hükümetin yani halkın gözünde "Devlet"in başındakiler bugün ne yaptılar ? Kimisi Allaha havale etti, Kimisi PKK iyice azıttı yav dedi. Hükümetin başı çıktı asıcaz kesicez minvalinde konuştu birde çok matahmış gibi ekledi " İnternet andıcın da benim imzam yok, medya sende sesini kes" dedi.
9- Birde sol görüşlü olup Kürt yandaşı olanlar var eşitlik özgürlük anlatıyorlar, e arkadaş siviller ölüyor bu nedir? Ölen kürtleri neden anmıyor kimse diye soranlar var?! E kardeşim 4 adet ( bu tabiri de bir bakanımız kullanmıştı Ankara patlamasından sonra) insan ölmüş 5 devlet görevlisiyle neden adını anmıyorsunuz diye soracağınıza neden isteklerinizi silahla yapmaya çalıştığınızı, anlattığınız halkın " E kardeşim Hükümet gelin çözelim dedi neden silah bırakmıyorsunuz?" sorusuna ciddi anlamda tatmin edici bir cevap hazırlaman lazım.
10- Ya MEDYA neden Başbakan sansür istediğinde hemen uyguluyorlar. merak ediyorum Fatih ALTAYLI yarın gazetesinin başlığını acaba Bıçaklanmış Kadın cesedi resmi gibi vurucu yapabilecek mi Başbakanımızın sabahki ayarından sonra?
Toplamak gerekirse; yukarıda saydığım hususlara katılırsınız katılmazsınız belki atladığım noktalarda olabilir ancak artık tüm ulusun ( ki benim sülalem aşure gibi karışıktır. Yine de ayyıldızı görünce duygulanırım bu topraklar benimdir her zaman derim) silkinip " e kardeşim ben sana oy verdim sen napıyon mahalle kabadayısı gibi elaleme bulaşıyorsun ne olacak bu gençlerin hali?" demesi. Bu işi de meşhur "DIŞ MIHRAKLAR"a bırakmadan uyanıp kan uykumuzdan, o beğenmediğimiz "posta koyduğumuz" ülkeler neler yapıyor, hiç bakıyor muyuz? Ve medya doğru haberleri hiç bir etkiye uğramaksızın vermeli gerekirse hükümeti eleştirmelidir. Ancak bu şekilde anlaşır ve refaha ulaşırız yoksa hiç dillendirmek istemediğim şeyler yaşarız bu topraklarda.
Artık Oyumuza, evimize, halkımıza sahip çıkalım suçu başkalarında değil kendimizde arayalım ve sonuç almaya hoşgörü değil "saygı" toplumu olmaya çalışalım. Ve taraftarı olduğumuz siyasetçilere bunu anlatalım.
Keyfe keder bir TC vatandaşının kafasına estikçe yaşamla ilgili yazınları vardır. Edebi değil deneyseldir. Siyasetten sanata,aşka, belediyelere kadar herşey var
19 Ekim 2011 Çarşamba
9 Ekim 2011 Pazar
BEYOĞLU
Eskilerin "Pera" bizim neslin "İstiklâl" dediği, tüm İstanbul'un belkide tüm Türkiye'nin buluşma noktasıdır Beyoğlu. Eskidir, yaşlıdır İstanbul gibi, milattan önceye dayanır geçmişi. Ne depremler, ne yangınlar, ne savaşlar, ne de geçen zaman, hiç biri biz; üstünde yaşayanlar, kadar yormamıştır.
Büyük amcam halen daha neşe içinde anlatır nasıl takım elbiselerini giyip "Pera"ya gittiklerini neler yaptıklarını. Sonra babam, -zaten Şişlili aile- Saray Muhallebicisinde ki buluşmalarını anlatır aynı neşeyle. E bir de haliyle gece hayatı. Eskiden Sıraselviler de pavyonlar gece kulüpleri İstiklal Caddesinde tiyatoralar, sinemalar e arkasında da... İstanbul'un arka sokakları işte malumunuz.
İşte bana bütün bunları dşündüren ve bu satırları yazmamı sağlayan şey; geçenlerde uzun zaman sonra bir Taksim gezmesine çıkmam, bir arkadaşın doğum günü hasebiyle. Erken gittim, dedim gezinirim biraz malum bugünlerde Belediye Başkanlığı ile sorunlar var görelim bakalım ne olmuş ne bitmiş. E Ramazan bitti liseler, üniversiteler açıldı eğlence başlamıştır artık sanırım? dedim kendi kendime demez olaydım!!!
Asmalımescitte başlayan masa yasağı uygulaması bütün Beyoğlu'na yayılmış. Büyük bir iştahla gittiğim ( yazdan beri gidememiştim gerçi) meyhanemin önündeki bile masalar - ki o sokak bayağı geniştir yolu kapatmıyorlardı - bile kaldırılmış. Ve bu durum bana neyi hatırlattı biliyor musunuz - komik gelebilir kusura bakmayın - eski Türk filmlerindeki öksüz çocukların boşluğunu, boynu büküklüğünü...!
Mutlaka Belediyeninde haklı oldu noktalar vardır (en azından umuyorum!!??). Ancak yine de bana, nedense Beyoğlu'nun bu durumu hiç iyi gelmiyor. Tamam esnaf uyanıklık yapıp fazla çıkmış olabilir, belki gecenin ilerleyen saatlerinde ortalık çok karışıyordu ancak hiç bir zaman Beyoğlu'nu bu kadar boş görmemiştim. O hale gelmiş ki mekanları bile bulmakta zorlanabiliyor insan ( Durak Rock Barı göremedim mesela sonradan algılayabildim orası olduğunu).
Esnaftan, Belediyeden ve tabii ki oraya giden bizler İstanbul da yaşayanlardan ricam, ses çıkarmalı sahip çıkmalıyız şehrimize. Lütfen masa sandalye ile değil yamuk yollarıyla, sahipsiz insanlarıyla, kap kaçıyla yani olumsuzluklarını düzeltmekle uğraşalım. Çok lazımmış gibi tam ortasına AVM dikmeyelim. Ufak dükkanlarla insanları okumayı (sahaf haftasıyla olmuyor o işler!!) adabıyla sohbet etmeyi anlatalım. Beyoğlu tekrardan eski kültür ve eğlence merkezi haline gelsin bunun için çalışalım.
Büyük amcam halen daha neşe içinde anlatır nasıl takım elbiselerini giyip "Pera"ya gittiklerini neler yaptıklarını. Sonra babam, -zaten Şişlili aile- Saray Muhallebicisinde ki buluşmalarını anlatır aynı neşeyle. E bir de haliyle gece hayatı. Eskiden Sıraselviler de pavyonlar gece kulüpleri İstiklal Caddesinde tiyatoralar, sinemalar e arkasında da... İstanbul'un arka sokakları işte malumunuz.
İşte bana bütün bunları dşündüren ve bu satırları yazmamı sağlayan şey; geçenlerde uzun zaman sonra bir Taksim gezmesine çıkmam, bir arkadaşın doğum günü hasebiyle. Erken gittim, dedim gezinirim biraz malum bugünlerde Belediye Başkanlığı ile sorunlar var görelim bakalım ne olmuş ne bitmiş. E Ramazan bitti liseler, üniversiteler açıldı eğlence başlamıştır artık sanırım? dedim kendi kendime demez olaydım!!!
Asmalımescitte başlayan masa yasağı uygulaması bütün Beyoğlu'na yayılmış. Büyük bir iştahla gittiğim ( yazdan beri gidememiştim gerçi) meyhanemin önündeki bile masalar - ki o sokak bayağı geniştir yolu kapatmıyorlardı - bile kaldırılmış. Ve bu durum bana neyi hatırlattı biliyor musunuz - komik gelebilir kusura bakmayın - eski Türk filmlerindeki öksüz çocukların boşluğunu, boynu büküklüğünü...!
Mutlaka Belediyeninde haklı oldu noktalar vardır (en azından umuyorum!!??). Ancak yine de bana, nedense Beyoğlu'nun bu durumu hiç iyi gelmiyor. Tamam esnaf uyanıklık yapıp fazla çıkmış olabilir, belki gecenin ilerleyen saatlerinde ortalık çok karışıyordu ancak hiç bir zaman Beyoğlu'nu bu kadar boş görmemiştim. O hale gelmiş ki mekanları bile bulmakta zorlanabiliyor insan ( Durak Rock Barı göremedim mesela sonradan algılayabildim orası olduğunu).
Esnaftan, Belediyeden ve tabii ki oraya giden bizler İstanbul da yaşayanlardan ricam, ses çıkarmalı sahip çıkmalıyız şehrimize. Lütfen masa sandalye ile değil yamuk yollarıyla, sahipsiz insanlarıyla, kap kaçıyla yani olumsuzluklarını düzeltmekle uğraşalım. Çok lazımmış gibi tam ortasına AVM dikmeyelim. Ufak dükkanlarla insanları okumayı (sahaf haftasıyla olmuyor o işler!!) adabıyla sohbet etmeyi anlatalım. Beyoğlu tekrardan eski kültür ve eğlence merkezi haline gelsin bunun için çalışalım.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
