30 Mayıs 2016 Pazartesi

MESLEK OLMAYAN BİR İŞİ YAPMAK

Herkese merhaba. Bu yazı bugün Ekşisözlük'te gezerken denk geldiğim bir giri üzerine aklıma geldi. Aslında yazar arkadaş bir yerde haklı çünkü bizim ülkede motorun dişlilerle döndüğü unutulur ve en içteki ufak dişlilerden biri kırılırsa motorun (sistemin, işin) işlemez veya zor işler halini alacağı önemsenmez taa ki araç bozuluncaya dek. (Yazmama vesile olan giri bir tık ötenizde buyrun: https://eksisozluk.com/entry/53032919 )

Öncelikle yazar arkadaşın "uluslararası" isimli bölümler için dedikleri doğru denebilir çünkü bizde insanlara lisede adam gibi hangi fakültenin hangi bölümü ne iş yapar anlatılmaz ve bununla beraber insanlara "uluslararası" ortamların güzelliği anlatılır. Haliyle 17 yaşında olan bir gençte bunlara meftun olup tercih yapar ama iş hayatında ağlar... Çünkü ne acı ki ne liselerimiz ne de üniversitelerimiz (alanım hakkında) iş hayatına gençleri pek hazırlayamaz.

Yazıda ilk başta bozulduğum husus üslup. Gerçi bakış açısı pek çok Orta ve Küçük Boy işletmemiz hatta belki Kurumsal olanları içinde geçerlidir. O da şudur; "Ya bu ithalat ihracat işlerine bizim muhasebedeki Aysel hanım/Veysel bey baksın sonuçta fatura falan kesiliyor geri kalanı da bizim ambar sorumlusu Haydar bey halleder." Atlanan nokta yazar arkadaşın bahsettiği gibi işlerin basite indirgenmesi. Baktığımızda hamallık veya çöpçülük basit görülebilir ancak ikisinin de kendi içinde bir sistematiği ve püf noktası vardır.

ULUSLARARASI TİCARET NEDİR? DIŞ TİCARET NEDİR?

Önceliği Dış Ticarete verelim. Dış Ticaret (İthalat/İhracat) Kitabi tanım şu şekildedir genelde; Özel/Tüzel kişilerin ülke içinden aldıkları/ürettikleri ürünleri mevcut mevzuata göre bedelini kambiyo uygulamalarına göre getirmek veya gönderdikten sonra yurt dışı etmek veya aynı şekilde yurt dışından yurt içine getirmektir. Yani siz alıcı veya satıcı olarak kendi hukuk düzenlemelerinize tabisinizdir.( tarafların anlaşamama halleri ve diğer sözleşme şartları göz ardı edilmiştir)

Uluslararası Ticaret ise; Dış ticaretin tanımına çok benzer ancak komisyoncu olarak Çin'den aldığınız bir malı Finlandiya'daki müşterinize satabilir Türkiye'yi pas geçebilirsiniz. Ancak bu sefer sizi Uluslararası hukuk, bankalar düzenlemeleri, nakliye riski vb. başkaca riskler bekler. Buradaki en dikkat edilecek husus Uluslararası hukuk kuralları veya Tercih edilen Hukuktur iş sarpa sararsa burada patlama olasılığınız vardır. Bu bölümlerde okuyan insanlarında bunlara dikkat etmesi beklenir.

Burada 2006 yılında kurumsal bir firmamızda yaşadığım mülakattan örnek vermek isterim. Önce konumum hakkında yazayım. Yaş 21, mezuniyet Dış Ticaret ve AB Ön Lisans, A.Ö.F İktisat Bölümünde okunuyor, Lisede de Dış Ticaret okunmuş. Tecrübe yaklaşık 2-2,5 yıl (yarısı gümrük müşavirliği firmasında staj kalanı ikinci 500'de olan bir firmada ithalat sorumluluğu) Olay; bu bilgilere rağmen CIF/FOB nedir? sorusuyla muhatap olmam. Benim cevap; "Bilmesem Liseden mezun olamazdım...?!?!" Çünkü bizde mezkur bölüm veya İİBF'den mezun olup bu işlere baş vuran ve yazar gibi "Amaan kağıt kürek iş mi yea??" diyenlerden dolayı abuk sorulara muhatap oluyorsunuz.

NE VAR YAPTIĞIN İŞİ SEKRETER YAPAR İŞ Mİ YANİ YAPTIĞIN?!? 

Doğru kırtasiyesi bol bir iştir bu sektör çünkü her şeyinizin yazılı olması lazım yoksa durduk yere ceza çekersiniz. Ancak bu işi yapmak için sadece ön muhasebe (ne demekse o?? ) az biraz İngilizce (sözleşmeler ağır hukuki ve uluslararası ticaret dili içerir öyle "Hey Dude how'r U?" ile zor), Genelde hata olmaması için bir kısaltmalar dili kullanılır (INCOTERMS) bunu bilmezseniz yandınız.

Gene bir örnek verelim. Eski çalıştığım yerde patronumuz klasik Türk tipi patrondu her şeyin en iyisini bilirdi. Bir makine siparişi vermiş. Satıcı uyanıklık yapıp sözleşmeye CIF - TURKEY yazmış normalde ilgili Liman yada şehir yazılır. Mal gecikti ne oluyor dedik satıcının Operasyon yetkilisini aradık. Sonuç Mallar Japonya'dan önce Almanya'ya sonra da İzmir'e hava yolu ile gelecek akabinde mallar İstanbul'da gümrüğe sokulacak. Haliyle yaklaşık 3 günlük gecikme veya hesapta olmayan maliyetlerle iş halledildi. E hani basitti bu iş??

Hiç bir iş dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Eğer yeterli eğitiminiz ve tecrübeniz yoksa haybeden maliyete katlanır bir süre sonra da batarsınız.

Aciliyet konusu var bir de. Konuyu bilmeyen insanlar iş yapmak için "acil acil" lafını çok kullanır. Ancak siz Nakliyeci ile, Gümrükçüyle nasıl konuşacağınızı bilirseniz. Bankanızın dilini anlarsanız ithalatı 2 veya 3 iş gününde fixe bağlar halledersiniz. İhracatta 1 gününüzü alır. Yoksa teslim şartını yerine getirmemekten ceza mı alırsınız yoksa geç tedarikten üretim mi aksar orasını ben bilmem

E NE YAPAR BU ULUSLARARASI TİCARET OKUYANLAR?

Ülkemizdeki Sorun da budur danışmayı sevmeyiz. Uluslararası Ticaret/Lojistik okuyanlar çalıştıkları firmanın (veya sahip oldukları) işlerinin yolunda ve bir program dairesinde gitmesini sağlar.

Ama gerçekten bir plazada lattenizi yudumlayıp 6'da işten çıkacağınızı ummayın. Bol stresli, kimsenin anlayamadığı, genelde yumurta kapıya dayanınca çözüm için uğranılan yer olacaksınızdır. Ancak aklı başında bir firma sizi üretim planlama, satış, tedarik zinciri gibi yerlere koyabilir çünkü muhasebedeki Veysel Beyden daha çok kriz yönetimi yapmışsınızdır...

Bir nokta daha var yazar arkadaşa katıldığım o da çalışmak. Bu bölümde okuyan arkadaşlar her yaz ayrı bir kolunda çalışsınlar hatta mümkünse okurken de çalışsınlar ki nerede rol alacaklarına mezuniyette değil öncesinde karar vermiş olsunlar.

Bu yazım internette gördüğüm bir beğenmeme yazısı üzerine kısaca cevaplama mahiyetindedir. İlerleyen günlerde Uluslararası Ticarete yeni başlayanlar veya okuyanlar için olay çözümlemesi şeklinde yazılar kaleme almayı planlıyorum.

                                                                                            Saygılar ve Selamlar Herkese....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder