Herkes her konuda(özellikle meslek seçimi) gevezelik ediyor e benim neyim eksik bende edicem dedim ediyorum buyrun :)
Malumunuz yaz ayları bir kısım insanımız ve gencimiz için yatış bir kısmı için ise stresli bir bekleyiştir. Gerzek bir sınava girilmiş o saçmalık için en güzel zamanlar çoktan seçmeli kitapçığa gömülmüştür. Bir yandan ailenin baskı ve sömürüsü öte tarafta arkadaşlar ve okul baskısı (hepimiz yaşadık ben biraz deli çıktım ondan bir cacık olmadı benden) haliyle saçma sapan daha doğrusu tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz "adı güzel" bölümleri yazıyoruz sonra sosyal medyada ağlıyoruz.
Efenim bu arada "Ne anlatıyor yav Bu?" diyenlere ben neciyim kısa özet vereyim. 1999 yılında Kadıköy Anadolu Tic. Mes. Lisesine girip 2003 te mezun olmuş sonrasında 2 yıllık MYO (meslek yüksek?? okulu)'nu bitirmiş olup Açık Öğretimden İktisat lisansı almış (iktisatçıyım demem bu yüzden genelde) 2014 yılında da Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Yüksek Lisansı yapmış Gümrük Müşavir Yardımcılığı belgesine haiz, son 3 yıldır yurt dışında yerleşik firmanın Türkiye Ülke Temsilcisi ve bağımsız danışmanlık yapmakta olan bir vatan evladıyım. İlk 5 senesi amatörce de olsa 2000 yılından beri Dış Ticaret ve Gümrük sektöründeyim. Buna dayanarak ve sağdan soldan gelen sorulara istinaden kendi iş kolum ile alakalı biraz gevezelik edicem tercih yapacak müstakbel iş ve meslek arkadaşlarıma...
ULUSLARARASI BİŞİ İYİDİR...?
Genelde pek çok üniversitemizde (malum artık bakkaldan çoklar şükür ki) Uluslararası Ticaret, İşletmecilik, Lojistik birde bunların sonunda Yönetim olanları var. Tercih yaparken genelde önce okulun adı sonrasında da bölümün adına bakarız afilli mi diye öyle ise yaz gitsin nasılsa iş buluruz deriz ama kazın ayağı öyle değil :((
İki anımı yazacağım daha net olsun hikaye. İlki Dershanede geçer. Güzel bir kız arkadaşım vardı kızcağız Kadıköy Anadolu (KAL)'dan mezun olacaktı Uluslararası Ticaret (BOUN) yazmak istiyordu. Bende gıcıklık yapıcam ya İthalat ne İhracat ne diye sordum. Cevap yok. İktisat muhasebe göreceksin bilgin ilgin var mı? "yok". E ne alaka dedim hani babadan ağabeyden falan mı? Yok değil adı güzel hem "Uluslararası" bütün dünya ile kontakta olurum falan dedi ama ben diğer soruların cevabını verince sıkıldı biraz. (sen nereden bildin ukala diyenlere o dönemdeki DIŞ TİCARET liselerinin müfredatına bakmaları şiddetle tavsiye olunur)
İkinci örneğim üniversite birinci sınıftan. Efenim dedik ya MYO okudum önce, o zamanlar, işte okulun ilk zamanları Makro İktisat (Makro Mikrodur kısası uyandırayım) hocamız sınıfa geldi. İlk ders bir tanışalım dedi hoca arkasından sordu hepiniz mi Ticaret çıkışlısınız? Bir arkadaşımız hariç hepimiz "Evet" dedik. İktisadın tanımını, temel dönemleri ve sistemleri sordu hocamız. Bizde cevapladık baktı sınıfa " Evet arkadaşlar kitaplarınızın 3.ünitesini açın eğrilerden başlıyoruz döneme. Canım sana da arkadaşların ilk konuları anlatır. Anlatırsınız değil mi gençler arkadaşınıza??" Sınıfça "Tabii hocam"...(anlatan olmuştur sanırım. bana gelip sormadı bende kurcalamadım genelde arkalarda uyukluyordum çünkü :)) )
Uluslararası demek sizin saatsiz yaşayacağınız anlamına gelir ve mutlak suretle teknik donanımınızın iyi olması gerekir. Eğer uzun uzun mevzuat ve uygulama metinleri okumayı sevmiyorsanız, rahatınıza düşkünseniz kaçın kurtarın kendinizi. Hele Uluslararası İlişkiler falan okuyorsanız yandınız bu ülkede diplomatlık yerine genelde ihracat firmalarında dış ticaret mevzuatı ile aşk yaşayacaksınız demektir. O da dil bilmenizden dolayı...(misal Bankacılık Mezunu almaya dikkat etmem diyen Banka CEO'su tanıdım ben. Abiye analitik adam lazımmış. E mevzuat?? Hallederiz. oldu canım)
"GÜMRÜKTEN GÜZEL KAZANILIYORMUŞ!!" "YA PLAZA DA İŞTE KLİMAM VAR TOPUKLU FALAN BAYILIRIM ÖLE GEZMEYE ?! :D :D"
Evet gelelim netameli konuya. E bu bölümlerden mezun olunca ne oluyor? Hayat nasıl bu sektörde??
Gümrük;
Genelde erkek baskındır popülasyonu. Kamyoncusu (Nakliyeci firmalar yani ve şöförleri) ayrı film, Firması ayrı, müşaviri ayrı, kamu tarafı ise bambaşkadır.
Saat zaman kavramı yoktur. Her iş ne hikmetse(??) acildir memleketin tüm dış ticareti sizin dosyada sanabilirsiniz.
Alkol ve sigara tüketiminiz diğer arkadaşlarınıza göre %50 daha fazla olabilir. Kullanmayan daha dini yaşıyorsanız normalden fazla ibadete verebilir ya sabır çekebilirsiniz ...
İlk başta maaş asgari ücret veya az bişi fazlası+yol+yemektir.
Avanta lavanta ilk bir sene beklemeyin önce işi öğrenin sonra kendiliğinden gelir ama şu anki dönem gereği eskisi gibi (80'ler 90'lar) bir yan gelir beklemeyin.
Evi, sosyal hayatı sporu falan unutun.
Kızlarda kibarlığı, bakımı falan unutabilirler bir yerden sonra erkek Fatma olacaksınız iş yaptıramazsınız başka türlü. (yani adınız çıkmasın diye dedim malum TC burası)
Karne sınavları için manyak gibi mevzuat çalışırsınız. Sevdiğiniz spor otomobil size marka model değil tarife tanımı olarak gelir yada içtiğiniz içecek.
Alış veriş yaparken ne güzel kazıklandığımız görürsünüz.
Arada evrak kaybolur, sahadaki elemanın canı sıkılırsa yandınız
He birde sizin için artık renklerin başka anlamları vardır (Kırmızı,yeşil,sarı,mavi arada değişik olsun diye mor falan diyende çıkar yada pembe)
Bir de millet size kalpazan ve kaçakçı muamelesi yapar her daim. Genelde firmalar yüzündendir bu.
Firma;
Tedarikçiniz Çin'de, siz İstanbul'da, müşteriniz iyi ihtimalle AB'de olmadı ABD'de olur abuk sabuk saatlerde konuşursunuz yada mailleşirsiniz.
Daima acaba Nakliyecim/gümrükçüm/tedarikçim beni kandırıyor mu acaba dersiniz.
Bilumum sosyal ortamlarda aklınız çıkamayan ihracat TIR'ınızdadır. Yada imalat durmadan getirilmesi gereken ithal eşyanızdadır.
Sevgiliniz arıza yapar çünkü sabah 8- akşam Allah Kerim'dir çalışma saatleriniz.
Özellikle kızlar hep şıkır fıkır olmalı diye bir kural var plazalarda maaşın çoğu kıyafete gider.
Evrak kayıpları ile boğuşursunuz.
Arada muhasebe (finans departmanı olmuş yeni adı) elemanlarınızla kavga edersiniz ya vergi ya masraf yüzüne.
Arada "Amaaan 2 mail atıyorsunuz yav ne var bunda?? " diyen değişikler olur, klavyeyi yediresiniz gelir.
İlla "acil acil" diye kapınıza gelen bir satın almacı ve Supply Chain Specialist bulunur etrafınızda.(bu arada ikisi de aynı sayılır aslında ama biri daha rakamsal takılır). Bir de bu arkadaş derdini anlatamaz doğru düzgün genelde.
Nakliyeci/Lojistik firması;
Müşteriniz eğer programlı değilse son dakika yüklemesi çıkartır başınıza.
Parsiyel yüklemede kimin ne yüklediğini bilemeyebilir ve adli vaka yaşayabilirsiniz.
Gümrükçü işi geç bitirir sizin TIR geç çıkar firma faturayı size keser.
Mal erken gelirse ve depo kalabalıksa "Nereye koyacam la ben bunları??!!" dersiniz.
Tablo ve arşiv tutmaktan imanınız gevrer (hepsinde var aslında)
Araç veya şöförle alakalı (denizse; gemi,Kaptan ve tayfa) bürokratik ve teknik sıkıntılar çıkar (hastalık, arıza, resmi belgeler vs.)
Konteyneriniz çalınabilir, kırılabilir veya dorseniz aynı şekilde. TIR Karneniz biter son dakka kalırsınız ayazda.
Planda olmayan hava muhalefetleri veya geçiş üklelerinin saçma kısıtlamaları sizi zorlar.
Mailler telefonlar kafanızı şişirir.
Alkol sigara için bkz Gümrük.
Evet uzun oldu biliyorum ama genel itibari ile böyledir. Ayrıca mahkemelik falan olursanız (ki olasıdır olunur illa) işini bilen savcı 3 kişi bulur örgütlü suçlar kapsamına alır 10 seneden başlayan Ağır Cezalık olursunuz.
Ama sosyal iletişiminiz iyi, herkes ile kolay kaynaşıyor ve okumaktan problem çözmekten sıkılmıyorsanız, pratikseniz, 7/24 çalışırım koymaz bana hem stresi seviyorum diyorsanız buyrun hoş geldiniz. Ancak mutlaka yazları Her iş kolunda (yukarıdakiler) çalışın hangisini severseniz ona yönelin kafanız rahat olur. Başarılar :))
(Not: Her hangi bir iş koluna giydirme yapılmamıştır. 15 yıllık yaşanmışlıklardan kalan hatıralar anlatılmıştır. Olaylar; kişilere, firmalara ve dönemlere göre değişiklik gösterebilir. Sonuşta hepimiz aynı gemideyiz onun için kınınıza sahip olun dostlar ;) )
kaç kurtar kendini tadında ama fazlasıyla gerçekçi eğlenceli güzel bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilTeşekürler Hakan Bey. Amacim gerceklikti biraz sikmis olabilirim ama alissinlar :)
Sil