Aslında önce Facebook gönderisi olarak yazacaktım ama çok uzun yazmayı sevmiyorum oraya buradan yazmak daha rahat oluyor.
Şimdi son seçimlerde özellikle batı illerimizden HDP'ye büyük bir oy çıktı. Aslına bakarsanız PKK'nın tasfiye olması için güzel bir sonuç aynı zamanda ülkemizin demokratik yaşamı açısından da memnuniyetle karşılanacak bir durum. Ancak 2002'de AKP için ne düşünüyorsam HDP için de aynılarını düşünüyorum ikisi de "takiyeci"dir.
Sene 96 sonları. Pederin işler batmış ve bazı sebeplerden ötürü uzunca bir süre bizden ayrı kalması gerekmişti (gerçi o zaman 10 15 senedir ayrıydı bizimkiler) e bizde ana oğul ev bakmaya koyulduk. Esatpaşa'da (şimdi Ataşehir'e bağlı o zaman Üsküdar'a bağlı bir gece kondu mahallesi irisiydi) bir ev bulduk. Sokak komple akrabaydı ve Kürttüler. Haliyle hatırlayanlar vardır o dönemlerde şimdiki gibiydi hatta daha fenaydı.
Özellikle Batı'da yaşayan insanların çok önemsedikleri 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi bayramlarımızda Bayrağımızı gururla ve bizim için ölen büyüklerimize duyduğumuz (hadi sol jargon kullanayım; İngiliz ve bağıllarının Emparyalistliğine bir karşı duruş olarak) saygıyla evlerimize asarız. Asmayan varsa " ala ala neden asmadı acaba ülkesini sevmiyor mu?" diye düşünürüz/dük. Ancak ben o semtte otururken uzun süre cesaret edemedim Ülkemin bağımsızlığının sembolü olan bayrağımı camıma asmaya. Çünkü evde annem vardı, ya mal sahibi kıl olup evden atarsa, ya camı çerçeveyi indiren çıkarsa diye. Bir süre sonra "amaan ne olacaksa bana olsun" diyip önce kendi odamın sokaktan çok gözükmeyen sonra gözüken yerine astım sonrasındaysa ön cama astım.
"E asmışsın bir şey olmamış" diyen çıkacaktır ama o dönemin psikolojisi farklıydı ayrıca Apo yakalanmış ülke sakinlemiş, insanlar "Nedir bu Kürtlerin derdi?" demeye başlamıştı. Mesela aynı mahalle ve sokak Öcalan yakalandığında paldır küldür boşalmış sevindiler mi üzüldüler mi anlamamıştık. Ama panik havası vardı sokak sakinlerinde. (Bu arada 7 8 yıl aynı yerde oturdum hiç biri kafayı kaldırıp eve bakmadı, ben yoksam annemle gereksiz diyaloğa girmeye çalışmadı -erkekleri-, annem çalıştığı için okuldan sonra bol bol hamur yedirdiler :) hepsine selam ederim)
Gelelim sorulara;
1- HDP'nin Kürtçe konuşulmasından başka ne derdi var?
2- Hangi söylevleri Batıda yaşayan veya Kuzeyde ne işine yarayacaktır (barış,kardeşliği geçelim her parti aynısını sayıklıyor)
3- Madem Kürt halkının kurtarıcısı bu arkadaşlar neden Ekonomik kalkınmayla alakalı bir laf çıkmaz ağızlarından?Misal; fabrika yapacaz ama devlet bize yer veriyor gibi)
4- Töre denen 1000 yıllık cehalet alameti olan konuyu neden yok etmeye uğraştıklarını duymayız?
5- Elde silah hak ararsan dünyanın her yerindeki devlet sana silahla karşılık verir saf mısınız?
6- Bölge için iddia edilen Kaçak elektrik, Kaçak su vs için bir çözümleri veya aksi iddiaları var mı?
7- Diyelim ki Kürdistan kuruldu (ülke veya Federatif Bölge olarak) İstanbul, İzmir, Antalya gibi yerlerde uzunca süredir yaşayan Kürt halkını nasıl geri döndürecekler? Döndüklerinde nasıl iskan ettirecekler, ne yaptıracaklar?
8- Toprak reformu düşünüyorlar mı? Hani Ağalık düzeni bitsin diye (gerçi pek çoğu ağaların torunu ya)
9- Bilinen bir gerçektir. Avrupa'ya giden narkotik malzeme bu topraklardan geçerek dağıtılıyor bunun için bir şeyler yapmak var mı söylevlerinde?
10- Her türlü yıkıcı eylemi MİT'e ve dolayısıyla devlete bağlıyorlar. Peki bu koz nasıl karşı tarafınıza geçiyor bunu hiç düşündünüz mü?
11- Bu parti kendini sol/sosyalist olarak gösteriyor ama nedense baskın olarak "Kürt halkı" söylevi kullanılmakta. Halkların kardeşliğine ne oldu?
12- Hareketi/Partiyi destekleyen çeşitli sol gruplar var bir tanesi silahlı mücadele ile devrim diye yazmış geçende. Bu düşüncedeki insanlar hakkında ne düşünüyorlar? Yoksa herkes "Öz Savunma" birlikleri mi kurmalı?
Toparlarsak. Evet HDP'nin mecliste olması gerekli hatta başka partilerinde ancak kimin neci olduğuna iyi bakmamız lazım özellikle son 13 yılı düşünerek yapmalıyız bunları. Ve unutulmamalıdır ki savaşların pek çoğu ekonomi ile alakalıdır kimse yalnızca din yaymak yada ezildiği için/ezilenlerin yanında olduğu için savaşmıyor. Silah, top, tüfek yerine konuşmalıyız, yemeliyiz, içmeliyiz ki biz biz olduğumuzu anlayalım. Ne zamanki yukarıdaki sorularıma adam gibi cevap bulur ikna olurum belki o zaman HDP ve benzerlerine oy verebilirim yoksa kimse kızmasın ama Sol soslu Milliyetçi "bölünmeci" tayfaya benden oy yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder