Güven. Doğru. Açık sözlü olmak. İlişki. Münasebet. Malum olmak. bu böyle uzar belki ancak bugünkü yazım ilk kelime ve anlamıyla alakalı. Bazen ne kadar açık sözlü olursak olalım karşımızdakini inandıramayız dediklerimize yaptıklarımıza. Birde üstüne salak muamelesi görürüz internette bize kolay ulaşılıyor diye. aynı şekilde biz; e arkadaş senin neden varlığına net ortamında ulaşamıyoruz yok musun sen? Yada neden sana güveneyim?" diye kaza ile sorduğumuz da genelde geçiştirme cevaplar veya ben o baktığın yerlerde yokum, özel hayat vs vs. şeklinde cevaplar verirler.
Başa güvene dönersek. Mesleğim ve şuan aldığım eğitimden bildiğim dünya ticareti ve yaşamımız güven üzerine kuruludur. Eğer güven duygumuz sarsılırsa paranoyaklıklara başlarız yada hayat komple durur yani ölürüz... E tabi bu sarsıntıya yalnızca nette olmamız değil bazende X lokasyondayım deyip orada olmamamız - ki genelde millet bana bunu der sonra kaza ile baskın yer :)) - bu tür davranışları yapan arkadaşlar yapmayın komik oluyorsunuz. Yada illa yapacaksanız eleştirmeyin karşınızdakini bir zahmet.
Tabi aslında burada etkin olan insanın kendisine saygısı bazen de gerçekten karşısındakini kırmak istememesi. Ancak unuttuğumuz bir şey var ( belki Don Kişot'luk denebilir ) gerçek ne kadar acı olsa da onu karşındakine söylemek gerçekten erdemli bir davranıştır tabi gösterebilene.
PS: Geçen gün bir arkadaşım tivt atmıştı " neden az okuyanlar çok yazar" gibisinden. Çok okuyan insan belki kendini geliştiri başka düşünceleri bilir ve kendine yakın düşünen birilerini bulur ve dolayısıyla yazmaktan kaçınır tekrar edeceğini düşünerek. Ancak her insan ayrı bir dünya ayrı bir hikayedir ve bakış açısıdır onun için yazalım hem okuyalım hem yazalım.