Sallamak veya sallanmak ve yahut hangisi? Hep bize bir tip olmamız bir fona girmemiz ve aynı zamanda farklı olmamız gerektiği söylenir peki bu nasıl olacak?? Eğer iyi adam, iyi kadın, iyi çalışan, ciddi, zevzek, savsak, komik vs vs envai çeşit karakter varsa neden illa hep deniz dibinden kum çıkaran adam olmaya çalışır herkes yada pamuktan prenses??
Neden böyle girdim?! Valla bir süredir -uzunca- düşünüyorum neden hep ahali beni makara adam olarak tanımlar yada ben neden o bahsettiğim kum çıkaran vatandaş olamıyorum? Yani işle hayatı ayırmak suç mu, bence değil aksine kesinlikle ayrılmalı. İş hayatımda kazulet, espri yapmayan gıcık olabilirim ama bu her girdiğim sosyal ortamda bu olacağım anlamına gelmez.
Hani şimdiler de o milletin çuvalla para yatırdığı işletmecilik (?!) olmadı coach(?!)luk kitaplarında genelde ne diyor; neşeli olun, pozitif olun, hep gülün çünkü siz modern çağların kölelerisiniz hatta biraz delisiniz :) çünkü sıkıntılı da olsanız mutlu da hep gülüyorsunuz. E arkadaş hep gülecek, pozitif olacaksak neden bu yalan ciddiyet neden bu her haltı bilirim havaları. Veya neden hep kendimizi kısıtlıyoruz. Sonradan bomba patlamıyor mu, demiyor muyuz " bu kız/bu adam kötü çıktı yalancı çıktı" diye.
Sabretmiyoruz kabullenmiyor olmadı, geveze/laf ebesi, kandırır bu ayol aa!! diyoruz :) Madem o kadar tırsıyoruz laf cambazlarından neden güvenim başımıza Başbakan yada Bakan olmadı Belediye başkanı, kesmedi Milletvekili yapıyoruz bunlarında alayı laf ebesi...;) ( biz onları hep yeriyorduk değil mi pardon.)
Hasılı kelam, bırakalım bu işleri rahat olalım zaten var bir dolu sanal alemde ahkamcı başı ( şu son zamanlar türüyen "Fenomenler" ya patronundan korkar ya potansiyel sevgililerinden yada genel geçer ahlak masallarından) olmadan olmuş gibi yazıyor, rahat olun kendiniz gibi olun. Ben buyum ağa dedikten sonra alayı hava gazı ;) Karşınızdakinin içi dışı birse, yalandan bir yerlerden kum çıkarmıyorsa, korkmayın raad olun çoğu benim diyenden iyi gelir bünyeye..
Keyfe keder bir TC vatandaşının kafasına estikçe yaşamla ilgili yazınları vardır. Edebi değil deneyseldir. Siyasetten sanata,aşka, belediyelere kadar herşey var
29 Eylül 2013 Pazar
1 Eylül 2013 Pazar
BİRAZ YEREL BİRAZ GENEL BİŞİLER
Efenim yeniden sanırım 2 küsur aylık bir aradan sonra yazmaya başlıcam. Aslında çok çok yazmalık konular var ama çoğu için uzun uzun araştırmalar vs yapmak gerekeceğinden hem üşendim hemde özel işlerim vardı germeyin yazamadım :)
Malum klasik olarak Ortadoğu gene karışık, Memleket desen öyle böyle değil über karışık hepten kamplaşıyoruz. Bu yazımda biraz siyasi partilere ( CHP, AKP, LDP, TDH), Yerel yönetimlere ( İBB, Kadıköy Belediyesi ) inceden giydirme ve saygı sözcükleri olacak. Birazda Orta Doğu'nun malum sorunları... Vira Bismillah...
Öncelikle şu Mısır ve Suriye olayından başlıcam. Buradaki olayın ne olduğunu anlayamayan güzel kardeşlerim özellikle de koyu Müslümanım diyenler ve Coğrafyadan gelen Dinlere inananlar lütfen kitaplarınızı ( Tevrat, İncil ve Kuran ) biraz tarih bilimi ile okuyunuz göreceksiniz ki hepsi savaşları anlatıyor ve neredeyse her 1000 yılda bir aynı şeyler olmuş. Ne zaman ki bu coğrafyanın insanları bir arada, çalışarak, üreterek, çocuklara/kadınlara taciz ve tecavüzde bulunmadan, genel ahlak ve "iyi insan" öğretisinde yaşamaya başlarlarsa o zaman ne Emperyal güçler ne de kendine dini lider süsü vermiş çıkarcılar sizleri kandıramayacaklar ve boş yere ölmeyeceksiniz. Unutmayın Sümerler, Bağdat Bahçeleri, İskenderiye Kütüphanesi hep burdaydı. Bu aralar övülen batı ( muhafazakar arkadaşlar sevincek :) ) buradaki kültürlerden ve öğretilenden pek çok konuda ilham almıştırlar ve geliştirmişlerdir. Onun için Arkamızdan gelen ışığın önümüzü aydınlatmasını sağlayarak yaşayalım.
Sevgili Başbakanımız ağlıyor, bağrınıyor falan ortalıkta ama ne hikmetse hiç bir şey olmuyor. Bak sevgili AKP seçmeni arkadaşım, oy verdin diye seninle salak saçma dalga geçmeye çalışanlar var biliyorum, sallama onları boş ver ama bir ricam var kırma yap bunu; Oyuna Sahip çık..! Yani Büyük Ustanıza arada " hop nooluyor usta" diyin faydasını hep beraber göreceğiz emin olun. Mesela İsraile giydiriyordun neden şimdi beraber savaşıyoruz? Neden ABD askerleri Camilere POSTALLARI ile girdiklerinde onlara hayır duası okudun da, oy istemek için bize ayakkabı muhabbeti yaptın? Bunları sorun olmadı; benzine zam geldi, dolar uçtu, sıfır sorun dedik Suriye kafamıza bomba atacak neredeyse olmadı bunları sorun.. Oyunuza Sahip çıkın yani ;)
Vee gelelim GEZİ PARKI'mıza. Çok yakın çevrem dahil olmak üzere merak eden herkese anlatmaya çalışıyorum ne oluyor ne bitiyor diye, ancak arada kazaya da kurban gidip olmadığım halde Komünist, Marksist, Ateist falan zannediliyorum. Sağ olsun bir arkadaşın listesinden benden yaşça büyük biri bayağı bir hakaret ( sövme değil ama salaksın ne bilirsin sen pis Gomünist'e getirdi olayı ) içerikli yazınca cevap vermedim adabımız uymaz öyle cevaplara.
Neyse hala anlaşılmıyor galiba "olayın neden SADECE ağaç olmadığı arkadaş". Olay aslında Zülfikar gibi iki uçludur. 1.si Hükümetin "Ben istedim olacak" tavrı, 2.si ise MUHALEFET BOŞLUĞU(!)dur. Buradan hem AKP'nin, hem de CHP'nin anlam çıkarması lazım. Ve tabi yeni oluşum olan Sarıgül'ün Türkiye Değişim Hareketi ve ülkemizin tek Liberal Partisi Liberal Demokrat Partinin de bu olayları iyi algılaması gerekli. LDP "bizi yasaklıyorlar"a saklanıyor ancak "beleş" olan sosyal medyayı ve bir şekilde var edecekleri "subliminal" mesajları kullanabilirsiniz. TDH de işi Başkan Mustafa Sarıgül ve ekibi yürütüyor zaten. Ancak mutlak surette ülkemde yeni bir Merkez Sağ ve Merkez Sol ihtiyacı vardır ve o parktaki, merdivenlerdeki kalabalıkları sevgi, ilgi ve mutlak saygı ile kucaklanmalılar.
Gelelim Yerel Yönetim faslına. Efenim bu aralar Twitter üzerinden İstanbul Büyükşehir (İBB) ve Kadiköy Belediyesi ile çok haşır neşirim. Öncelikle - Ana Kentte AKP'ye oy vermesem de- her iki belediyemize de teşekkür ederim vatandaşa olan saygılarından ötürü. İBB ile yazışmam "Toplu taşımada Deniz" konusundan oldu. Cevap verdiler ama ben tatmin olmadım :) Halen daha bana makul bir açıklama gelmedi. Tama Metro, Metrobüs ve diğer toplu taşıma araçları güzel kullanıyoruz da neden denizi az kullanıyoruz ve neden 24 saat uyanık olan şehirde merkez de kalan yerlere bile 23:00 den sonra araç yok? Gece 12den sonra illa uyumamız mı gerekiyor?
Efenim Kadıköy Belediyesi ile de saat sorunun dan dolayı attığım bir tivit ile muhabbetimiz oldu, hatta Belediyeye buyrun denildi Tiviti atanı bulup gidicem ;) Saat 02.00 dan sonra her yer (Barlar) kapanıyor olmuş Kadiköy'de. Aslında bir yer de doğru uygulama yapılıyor ( İçkili mekan 18 yaş kontrolü Belediye direkt ceza kesiyormuş mekanlara, bir yerde iyi oluyor ) ancak saat 02 de mekan kapatmak için 1.30 da müşteriyi almıyorlar ve mekanlar kapanışa geçiyor. Yani ben bir arkadaş grubumun yanından 12-12.30 gibi kalksam Kadife Sokağa gitsem anca WC yapıp sipariş verebilicem yarısında mekan kapanacak. Yav renk karşıtı hatta Eğlence Karşıtı(!) Beyoğlu Belediyesin de bile denk gelmedim bu uygulamaya neyin kafası bu? dedim öğrencem yakında sanırım.
Efenim bu seferlik bu kadar, her halde her paragrafa bir sağlam yazı çıkartırım ama uzatmayalım. Kamplara ayrılmaktansa, Barış istiyorlar diye oturan insanları gazlamaktansa birbirimizi dinleyelim yoksa kafamızı vuracak taş ararız. Hay de selametle ;)
Malum klasik olarak Ortadoğu gene karışık, Memleket desen öyle böyle değil über karışık hepten kamplaşıyoruz. Bu yazımda biraz siyasi partilere ( CHP, AKP, LDP, TDH), Yerel yönetimlere ( İBB, Kadıköy Belediyesi ) inceden giydirme ve saygı sözcükleri olacak. Birazda Orta Doğu'nun malum sorunları... Vira Bismillah...
Öncelikle şu Mısır ve Suriye olayından başlıcam. Buradaki olayın ne olduğunu anlayamayan güzel kardeşlerim özellikle de koyu Müslümanım diyenler ve Coğrafyadan gelen Dinlere inananlar lütfen kitaplarınızı ( Tevrat, İncil ve Kuran ) biraz tarih bilimi ile okuyunuz göreceksiniz ki hepsi savaşları anlatıyor ve neredeyse her 1000 yılda bir aynı şeyler olmuş. Ne zaman ki bu coğrafyanın insanları bir arada, çalışarak, üreterek, çocuklara/kadınlara taciz ve tecavüzde bulunmadan, genel ahlak ve "iyi insan" öğretisinde yaşamaya başlarlarsa o zaman ne Emperyal güçler ne de kendine dini lider süsü vermiş çıkarcılar sizleri kandıramayacaklar ve boş yere ölmeyeceksiniz. Unutmayın Sümerler, Bağdat Bahçeleri, İskenderiye Kütüphanesi hep burdaydı. Bu aralar övülen batı ( muhafazakar arkadaşlar sevincek :) ) buradaki kültürlerden ve öğretilenden pek çok konuda ilham almıştırlar ve geliştirmişlerdir. Onun için Arkamızdan gelen ışığın önümüzü aydınlatmasını sağlayarak yaşayalım.
Sevgili Başbakanımız ağlıyor, bağrınıyor falan ortalıkta ama ne hikmetse hiç bir şey olmuyor. Bak sevgili AKP seçmeni arkadaşım, oy verdin diye seninle salak saçma dalga geçmeye çalışanlar var biliyorum, sallama onları boş ver ama bir ricam var kırma yap bunu; Oyuna Sahip çık..! Yani Büyük Ustanıza arada " hop nooluyor usta" diyin faydasını hep beraber göreceğiz emin olun. Mesela İsraile giydiriyordun neden şimdi beraber savaşıyoruz? Neden ABD askerleri Camilere POSTALLARI ile girdiklerinde onlara hayır duası okudun da, oy istemek için bize ayakkabı muhabbeti yaptın? Bunları sorun olmadı; benzine zam geldi, dolar uçtu, sıfır sorun dedik Suriye kafamıza bomba atacak neredeyse olmadı bunları sorun.. Oyunuza Sahip çıkın yani ;)
Vee gelelim GEZİ PARKI'mıza. Çok yakın çevrem dahil olmak üzere merak eden herkese anlatmaya çalışıyorum ne oluyor ne bitiyor diye, ancak arada kazaya da kurban gidip olmadığım halde Komünist, Marksist, Ateist falan zannediliyorum. Sağ olsun bir arkadaşın listesinden benden yaşça büyük biri bayağı bir hakaret ( sövme değil ama salaksın ne bilirsin sen pis Gomünist'e getirdi olayı ) içerikli yazınca cevap vermedim adabımız uymaz öyle cevaplara.
Neyse hala anlaşılmıyor galiba "olayın neden SADECE ağaç olmadığı arkadaş". Olay aslında Zülfikar gibi iki uçludur. 1.si Hükümetin "Ben istedim olacak" tavrı, 2.si ise MUHALEFET BOŞLUĞU(!)dur. Buradan hem AKP'nin, hem de CHP'nin anlam çıkarması lazım. Ve tabi yeni oluşum olan Sarıgül'ün Türkiye Değişim Hareketi ve ülkemizin tek Liberal Partisi Liberal Demokrat Partinin de bu olayları iyi algılaması gerekli. LDP "bizi yasaklıyorlar"a saklanıyor ancak "beleş" olan sosyal medyayı ve bir şekilde var edecekleri "subliminal" mesajları kullanabilirsiniz. TDH de işi Başkan Mustafa Sarıgül ve ekibi yürütüyor zaten. Ancak mutlak surette ülkemde yeni bir Merkez Sağ ve Merkez Sol ihtiyacı vardır ve o parktaki, merdivenlerdeki kalabalıkları sevgi, ilgi ve mutlak saygı ile kucaklanmalılar.
Gelelim Yerel Yönetim faslına. Efenim bu aralar Twitter üzerinden İstanbul Büyükşehir (İBB) ve Kadiköy Belediyesi ile çok haşır neşirim. Öncelikle - Ana Kentte AKP'ye oy vermesem de- her iki belediyemize de teşekkür ederim vatandaşa olan saygılarından ötürü. İBB ile yazışmam "Toplu taşımada Deniz" konusundan oldu. Cevap verdiler ama ben tatmin olmadım :) Halen daha bana makul bir açıklama gelmedi. Tama Metro, Metrobüs ve diğer toplu taşıma araçları güzel kullanıyoruz da neden denizi az kullanıyoruz ve neden 24 saat uyanık olan şehirde merkez de kalan yerlere bile 23:00 den sonra araç yok? Gece 12den sonra illa uyumamız mı gerekiyor?
Efenim Kadıköy Belediyesi ile de saat sorunun dan dolayı attığım bir tivit ile muhabbetimiz oldu, hatta Belediyeye buyrun denildi Tiviti atanı bulup gidicem ;) Saat 02.00 dan sonra her yer (Barlar) kapanıyor olmuş Kadiköy'de. Aslında bir yer de doğru uygulama yapılıyor ( İçkili mekan 18 yaş kontrolü Belediye direkt ceza kesiyormuş mekanlara, bir yerde iyi oluyor ) ancak saat 02 de mekan kapatmak için 1.30 da müşteriyi almıyorlar ve mekanlar kapanışa geçiyor. Yani ben bir arkadaş grubumun yanından 12-12.30 gibi kalksam Kadife Sokağa gitsem anca WC yapıp sipariş verebilicem yarısında mekan kapanacak. Yav renk karşıtı hatta Eğlence Karşıtı(!) Beyoğlu Belediyesin de bile denk gelmedim bu uygulamaya neyin kafası bu? dedim öğrencem yakında sanırım.
Efenim bu seferlik bu kadar, her halde her paragrafa bir sağlam yazı çıkartırım ama uzatmayalım. Kamplara ayrılmaktansa, Barış istiyorlar diye oturan insanları gazlamaktansa birbirimizi dinleyelim yoksa kafamızı vuracak taş ararız. Hay de selametle ;)
Etiketler:
AKP,
Cem Toker,
CHP,
LDP,
Liberal Demokrat Parti,
MHP,
Recep Tayyip Erdoğan,
Sarıgül,
TDH
Kaydol:
Yorumlar (Atom)